TIBBİ LABORATUVAR AKREDİTASYONU NEDEN GEREKLİDİR?
“TÜRKAK TS EN ISO 15189 AKREDİTASYON SİSTEMİNE DAHİL LABORATUVARIMIZDA HIZLI, DOĞRU, GÜVENİLİR TEST SONUÇLARI SUNUYORUZ”
Tıbbi laboratuvar hizmetleri hasta bakımı için gerekli olup, bütün hastaların ve bu hastalara bakmakla sorumlu olan bütün klinik personelin ihtiyaç ve beklentilerini karşılamalıdır. Bu hizmetler; tıbbi laboratuvar çalışmasında etik değerlere uygun biçimde ve her türlü güvenlik önlemleri uygulanarak test isteklerin düzenlenmesi, hastanın hazırlanması ve tanımlanması, numunelerin alınması, taşınması, depolanması, klinik numunelerin işlenmesi ve analizi yanında geçerli kılınması, yorumlanması, rapor haline getirilmesi ve önerileri içerir.
Analizler klinik kararları çok büyük oranlarda etkilerler. İdeal şartlarda, nerede yapıldığına bağlı olmaksızın, test sonuçlarının tüm dünyada tutarlı, doğru ve güvenilir olmasını sağlayan ve bunu izleyen bir sisteme sahip olunması arzu edilmektedir. Bu da ancak tıbbi laboratuarların belli standartları olan akreditasyon sistemlerine dahil olması ile mümkün olabilir.
Ülkemizde tıbbi laboratuvarlar, hasta ve klinik personel ihtiyaçları ve beklentileri bakımından özel şartlar gerektiren; ISO/IEC 17025 ve ISO 9001’i temel alarak oluşturulmuş, “Medikal Laboratuvarlar Kalite ve Yeterlilik için Özel Gereksinimler” standardı olan ISO 15189’a göre akreditasyon şartlarını belirlemektedir.
Tıbbi laboratuvarların profesyonel ve teknik açıdan yüksek standartlara sahip olması ve ürettiği hizmetin kalitesi, hem toplumun hem de tek tek hastaların sıklıkla önem verdiği ve izlediği konulardandır. Bu amaçla, tıbbi laboratuvarlar da diğer işletmelerde olduğu gibi sürekli iyileştirme faaliyetlerine odaklanmıştır. Diğer işletmelerden farklı olarak tıbbi laboratuvarlarda hasta güvenliği ve gizliliği gibi konular ön plana çıkmaktadır. Tıbbi laboratuvarlar, kendi hizmet alanlarındaki yeterliliklerini, bir inceleme ve değerlendirme süreci içinde en uygun standart olan ISO 15189’u temel alarak kanıtlamaya ve durumlarını ilgili standarda uygun hale getirerek topluma duyurmaya ilgi göstermektedirler.
Akreditasyon sürecindeki bir tıbbi laboratuvarın başlıca görevi teknik yeterliliğini, analiz öncesi (preanalitik faz), analiz esnasında (analitik faz) ve analiz sonrası (postanaliz faz) olmak üzere her bir aşamasının doğru yapılmasıyla sağlamaktır.
Tıbbi laboratuvarlarla ilgili olan çalışmalarda, hastaların klinik durumu ile ilgili uyumsuz sonuçların büyük bir kısmının analiz öncesi analiz öncesi (preanalitik faz) aşamalarda oluşan hatalardan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bu aşamada oluşan hataların riskini en aza indirmek için hastalardan örnek alımı öncesi hazırlığın uygun bir şekilde yapılması, örneğin uygun şartlarda alınarak saklanması ve son derece kritik olan örneğin transfer edilmesinde uygun koşulların sağlanması gerekmektedir. Kalite güvence sistemi ve akreditasyon dahilinde taşıma esnasında kullanılan çantaların sıcaklık kontrolü ve takibi data loggerlar ile sağlanabilmektedir. Numuneyle ilgili tüm bu işlemler sonrasında laboratuvara ulaşan örneğin kaydının da gizlilik ve güvenirlilik esasına uygun bir şekilde yapılması gerekmektedir. Bu amaçla kullanılan bilgi işletim ve barkodlama sistemleri sayesinde kayıtlarda herhangi bir karışıklık ve/veya bilgi kaybı/değişikliği yaşanmaz.
En önemli analitik faz aşaması tatbikî de analizlerin yapılma aşamasıdır. Örneklerin kaydı esnasında kullanılan sistemler sayesinde örnek için istenen testlerin çalışılacağı yer otomatik olarak kaydedilir ve örnekler çalışma alanlarına göre ayrılır. Bu aşamada da akreditasyon gerekliliklerinden biri olan iç kalite kontrol çalışmaları günlük olarak yapılır ve kayıtları tutulur. Böylece günler arası değişimler ve analiz performanslarının izlenebilirliği ve olası uygunsuz durumun tespit edilmesi sağlanmış olur. Uygun olmayan bir sonuç elde edildiği zaman uygunsuzluk giderilene kadar analiz durdurulur. Gerekli düzeltmeler yapılıp önlemler alındıktan sonra hasta örneklerinin analizine devam edilebilir. Dış kalite kontrol çalışmaları ise akreditasyon sürecinin olmazsa olmazlarından birisidir. RIQAS, EQAS, KBUDEK vb. gibi yeterlilik testi sağlayıcıları ile düzenli aralıklarla ve çok geniş katılım ile yürütülmektedir. Dış kalite kontrol programı olmayan testlerde ve/veya gerekli hallerde laboratuvarlar arası karşılaştırma (LAK) testleri düzenlenerek uygunluk değerlendirmesi gerçekleştirilebilir. Tüm bu kalite kontrol çalışmaları ile analiz sonuçlarının güvence altına alınması ve metotların sürekli izlenerek metot kalitesinin güvencesi sağlanmış olur.
Örnekler için istenen testler çalışıldıktan sonra sonuçlar yine aynı sistem ile ilgili alana raporlanmak üzere aktarılır. Uygun olmayan örneklerin reddedilmesi ve ilgili kişilerin bilgilendirilmesi örnek kabul/servis departmanları tarafından gerçekleştirilir. Çalışma sonrasında, ilgili teknik personel ve doktorlar tarafından sistem üzerinden kaydedilen sonuçların analitik ve tıbbi değerlendirmesi yapılarak raporlanır. Raporlar kayıtların güvence altına alınması esasına dayanarak sistem ve server üzerinden yedeklenerek belirlenen sürelerce saklanmalıdır. Ayrıca test örnekleri de olası analiz tekrarı ve/veya yeni test eklenme taleplerine karşın uygun koşullarda analiz türüne uygun sürelerde saklanması gerekmektedir.
Teknik yeterlilik kavramı oldukça kapsamlı olup içerisinde personel yeterliliği, test ve analiz metotlarının yeterliliği, cihazların yeterliliği gibi kriterler de yer almaktadır. Bu süreç, öncelikle uygun personelin seçimi ve eğitimi, test ve analiz metotlarının yapılan işe uygun seçilmesi ve gerekli hallerde gelişime açık olması, seçilen metotlara uygun cihaz kullanımı ve cihazların kalibrasyonları ile analiz ve/veya analistin güvencesinin sağlanmasıyla birlikte çevre ve yerleşim koşulları gibi alt yapıların oluşturulması ve takibinin sağlanması gibi kavramları da içerisine almaktadır.
Akreditasyon tamamen gönüllülük esasına dayanmaktadır. Akreditasyonda esas olan yetkinlik, tarafsızlık ve bağımsızlıktır. Akreditasyon ve kalite uygulamaları yaşam boyu uygulamak üzere yola çıkılan uzun soluklu bir maceradır. Laboratuvarın hizmet kalitesinin geliştirmesini, maliyetlerinin düşürülmesini ve güvenirliliğinin ispatlanmasını sağlamak gibi faydalarının yanı sıra uluslararası platformlarda güvenilirlik ve kabul edilebilirlik sağlamaktadır. Üçüncü taraflar tarafından tanınması sayesinde laboratuvarın tek bir denetimden geçmesini sağlayarak çoklu denetimlerin önüne geçmektedir. Laboratuvar personelinin sürekli eğitimle yetiştirilmesi ve geliştirilmesi ile sektörde profesyonelce hareket eden yetkin bir kadro oluşturulmaktadır. Ayrıca gelişen teknolojinin takip edilmesiyle cihaz ve ekipmanların yenilenmesi ve mevcut metotların geliştirilmesiyle birlikte laboratuvarların uzmanlık alanında etkin bir şekilde söz sahibi olması sağlanmaktadır. Tüm bunların sonucu olarak hasta/hasta yakını güveni ve memnuniyeti artar, kapasite artışı üzerinde olumlu etki sağlar, saygınlık ve prestij kazandırır.
Tıbbi laboratuvarlardaki başarılı kalite geliştirme faaliyetleri; raporları, bakım kalitesinin gelişimine ilişkin göstergeleri ve hataların azaltılmasını, hasta güvenliğinin iyileştirilmesini ve bakım kalitesinin arttırılmasını görev edinen sürekli organizasyonların kurulmasını teşvik etmekle mümkün olabilir. Tüm bunlar sağlık alanındaki genel kabul görmüş davranışların revizyonu ile iyileşme gösterebilir. Davranış değişikliğini gerçekleştirmek için sürekli ve etkin eğitim, geribildirim, katılım, idari kurallar, mali teşvikler ve/veya cezalar gibi birtakım yöntemler uygulanabilir. Gerçekçi performans kriterleri ve risk ayarlı sonuçlar veren performans raporları ile laboratuvarların kalitesinin iyileştirilmesinde fayda sağlanabilir.
Referans:
https://indigodergisi.com/2014/12/laboratuvarda-neden-akreditasyon/